Kötü İnsanlar: Düzeltilemez Şahıslar ve Yapısal Teşvikler

Okumak üzere olduğunuz makale William Gills tarafından kaleme alınmış, 14 Ağustos 2020 tarihinde C4SS’de yayınlanmıştır.

Bazı solcuların iddialarının aksine, aslında salt toplumsal koşullarının kurbanı olmayan, tamamen canavarlaşmış insanlar da vardır. İnsanlar çeşit çeşittir. Her birimiz değerlerimizin ve içgüdülerimizin gelişiminde, asla yönetilemeyecek ya da öngörülemeyecek milyonlarca küçük kelebek kanadı edasında savrulan rastgele yollara gireriz.

Aynı genlere sahip, aynı sevgi ve eğitimi almış yüz klonlanmış çocuk, yine de farklı model ve değerleri test etmek için mümkün olanlar arasından rastgele bir hipotez veya strateji seçip onunla koşması gereken belirsizlik anlarıyla karşılaşacaktır. Eğilimler elbette toplamda ortaya çıkar, ancak istisnaları da vardır. Bazen bu istisnaların kendileri de toplam bir olgudur. Bir nüfusun %99’u tarafından benimsendiğinde istikrarlı olan bir yaklaşımı %100’de istikrarlı tutmak zor olabilir; rastgele tek başına hareket edenler yeniden ortaya çıkmak için yeterli ödülü görebilirler. Oyun teorisi, merhamet ve karşılıklı yardımlaşma belirli ortamlarda geniş çapta benimsenirken, bunun genellikle değişen karmaşıklık derecelerine sahip, kenarlarda kalıcı küçük parazit ve avcı eğilimlerinin ortaya çıkmasıyla paralel olduğunu ortaya koymaktadır. Çoğu popülasyon, bireysel stratejilerin bir karışımı ile istikrara kavuşur. Dahası, bir bireyin yaşam yolu yalnızca kontrol edilmesi imkansız rastlantısal koşullar tarafından şekillendirilmekle kalmaz, aynı zamanda kişisel keşiflerinde bir dereceye kadar rastlantısallığı da gerektirir. Ne yazık ki bazı perspektifler vardır ki, bir kez ulaşıldığında, kendilerini daha fazla düşünmekten, adaptasyondan veya mutasyondan agresif bir şekilde uzak tutarlar.

En uyumlu ve aydınlanmış toplumda, en gelişmiş kültürde, en eşitlikçi ve adil dünyada bile zalim ve duygusuzlar, çıkarcı ve gaddarlar ortaya çıkacaktır. Diğer insanları kendi varoluşlarının bir uzantısı olarak değil, ezilecek ya da kullanılacak nesneler olarak görenler. Bu canavarların sayısı çeşitli kurumsal ve kültürel değişikliklerle büyük ölçüde azaltılabilir, ancak ortaya çıkışları tamamen bastırılamaz. Ve her zaman başkalarına zarar vermek ve iktidarı ele geçirmek için ellerinde bulunan her türlü araç ve gereci kullanacaklardır.

Kötü insanlar her zaman aramızda olacaklar.

“Kötülüğün” bulanık sınırlarını sorunsallaştırabilir ve alınan çeşitli biçimler hakkında daha fazla psikolojik ayrıntıya girebiliriz, ancak günün sonunda hala kötü değerlere ve alışkanlıklara kilitlenmiş bireylerin kaba gerçeği var. Yanılmayan ya da kafası karışmayan insanlar, hiçbir terapi, tartışma, ikna ya da cezanın işe yaramayacağı insanlar. Tüm niyet ve amaçlarıyla belirli kötü niyetli değerlere ve bakış açılarına kalıcı olarak kilitlenmiş insanlar. Keşifleri, kendilerini daha fazla gelişimden, daha fazla angajmandan titizlikle mühürleyen değerler ve stratejilerle çıkmaza girmiş insanlar. Sadece kötülüğün içinden geçip gitmeyen, onu içselleştiren ve ona bağlanan insanlar.

Bu kötü insanlar yürüyen ölülerdir, eski yaratıcı ve meraklı zihinlerin kabuklarıdır. Dünyaya duvar örmeden önce ne kadar içgörü sahibi olduklarına göre değişirler; bazıları belirli manipülasyon alanlarında büyük uzmanlar haline gelirken, bazıları anlamsız ve hemen görünür olurlar. Çoğu zaman her ikisi de olurlar; belirli güç oyunlarında uzman, öteki dünyada ise beceriksiz aptallar.

Ancak bu, devlet ya da bizi bu tür kötü insanlardan paternalist bir şekilde ‘kurtarabilecek’ herhangi bir güç sistemi için kesinlikle muhafazakar bir argüman değildir.

Temel bir anarşist kavrayışa göre, kötü insanlara karşı güç kurumları yaratarak korunamayız çünkü aynı kötü insanlar kaçınılmaz olarak bu kurumları ele geçirecek ve kullanacaklardır. Tek uzun vadeli çözüm, tüm iktidar pozisyonlarını ortadan kaldırmak, herhangi birinin diğer insanlar üzerindeki kontrolü ele geçirmesini veya sürdürmesini milyonlarca şekilde imkansız hale getirmektir.

Sol, bireysel canavarların yalnızca toplumsal yapıların bir ürünü olduğunu varsayma hatasıyla sürekli olarak gölgelenmektedir. Bu, en vahim şekilde yanlış bir anti-indirgemeciliktir. Tamamen “orman” açısından düşünür ve gerçek ağaçları görmezden gelir. Sol, kalıcı toplumsal makro yapıların belirli geri bildirim döngüleriyle güçlendirildiğini doğru bir şekilde not eder, ancak daha sonra genellikle dünya modelini yalnızca bu terimlerle basitleştirir. Odaklandığı aktörler uluslar, “kapitalizm”, “medeniyet” ve diğerleri gibi şeyler haline gelir ve bu hesaplar genellikle bu yapıların nasıl devam ettiğini haritalandırmada veya en azından bu soyutlamalarla ilgili yanıltıcı liberal anlatıları kesmede oldukça iyidir, ancak bu tür soyutlamaların ne zaman bozulacağını tahmin etmede olağanüstü derecede kötüdürler.

Yukarıdan bakıldığında bir “orman” tek bir varlık gibi görünebilir, ancak hiç kimse gölgelik altındaki bitki ve hayvanlara bizim “orman” kavramımızdan bahsetmemiştir. Onlar sadece daha geniş bir saat mekanizmasındaki dişliler değildir.

Sol, bu tür büyük yapılar açısından düşünme eğiliminde olduğu için, bireylerin düzenlemelerinin basitçe ve doğrudan bu büyük yapılardan kaynaklandığını, bir vücuttaki katı hücreler gibi bu anlatıları ilerletmek için yürüyeceklerini varsayma eğilimindedir. Solun ısrarcı devletçiliğinin kaynağı budur. Leninistlerin devlet üzerinde “kontrolü” ele geçirmeye inanmalarının, kapitalizmin bir dizi fermanla yukarıdan aşağıya ortadan kaldırılabileceğine inanmalarının nedeni budur.

Anarşistler daha akıllıdır, değişimin aşağıdan yukarıya doğru gerçekleşmesi gerektiğinin farkındayız, ancak ne yazık ki kapitalizm sonrası gelecek söz konusu olduğunda çoğu zaman solun makroskopik düşüncesini miras alıyoruz.

Polislik söz konusu olduğunda bunun daha iyi bir örneği yoktur.

Solcular, kurumdaki işlevsel rolleri nedeniyle Tüm Polislerin Piç Olduğunu belirtmekte hızlıdırlar. Bir bireyin polis olarak iyi niyetli olup olmaması önemli değildir, onlar genel bir baskıcı sistemin bileşenleri olarak bağlanmışlardır. Bu yeterince doğrudur, ancak kararlı bir sızmacının polisliği bozma fırsatlarını gizler. Gerçekten iyi bir insanın polis kılığına girerek diğer memurların öldürülmesini ayarladığını, yüzlerce kişinin serbest kalması için kanıtları yok ettiğini ya da kritik bilgileri sızdırdığını düşünebiliriz.

Elbette bu tür uç istisnalar yalnızca genel kuralı kanıtlar, ancak polisi yalnızca kurumsal işlevleri açısından bu tür yukarıdan aşağıya düşünme, polislerin canavar olduğu bir başka yolu gözden kaçırır.

Polis çürümüştür çünkü polislik çürümeyi çeker.

Polisin rolü basit hiyerarşileri ve kuralları şiddetle korumaktır. “Düzeni” korumak – yani dünyayı basit düşünenler için okunabilir kılmak. Ve bunu sağlamak için rakipsiz kaba şiddet uygulamaktır.

Bu, polis hangi bayrağın altında olursa olsun ve aranan özel düzenin sınırları ne olursa olsun her yerde aynıdır. SSCB’nin dehşetini bir kenara bırakın, sürdürülmesi gereken düzen aydınlanmış değerlerin doğrudan demokratik bir komünü olsa bile, bu düzenin polisliğini yapma rolü en kötü insanların çoğunu kendine çekecektir. Teşvikler önemlidir.

Eğer polis David Graeber’in dediği gibi “silahlı bürokratlar” ise, hem en yüksek yöneticilerimize hizmet etmek için hem de çok daha fazlası -basitlik açlığı içinde- çatışma ve güvenlik meselelerinin neredeyse denetlenemez olan çok az sayıda insana yüklenmesine izin verdiği için böyledir.

Solcular modern polisliğin yeni bir icat olduğunu ve Amerika’da köle devriyeleriyle bağlantılı olduğunu belirtmekte haklıdırlar, ancak muhafazakarlar polisliği daha genel olarak çeteler ve ordularla ilişkilendirmekte haklıdırlar. Bu çetelerin tam hatlarının ve süslerinin tarih boyunca dramatik bir şekilde değişmiş olması, temel doğalarının değiştiği anlamına gelmez. Aksini söyleyenler size sadece yeni bir görünüm satmaya çalışıyor demektir, dürüst bir lağvetme değil. İlk şehir devletlerine kadar uzanan bir ilişki biçimini ortadan kaldırmaya çalışmayan Polis Kaldırma, başka bir isimle sadece uysal bir reformizmdir.

Zaman zaman ortaya çıkan bazı söylemlere rağmen, muhafazakârlar genel olarak iktidar konusunda nihilist realistlerdir ve devletin kendisini çok gerçek bir olgu olan başıboş yağmacı çetelere alternatif olarak sunduğunu hatırlamakta haklıdırlar. Devlet, genellikle aynı gezici canavar çetelerinin kalıcı dükkanlar kurmasıyla oluşan bir koruma raketidir. Daha işbirlikçi olan medeni halk, mahsulleri için haraç alır ve bu barbarlara “kendilerindenmiş” gibi tahammül etmeyi öğrenir, ancak işgalcilerin her zaman vahşi yağmacılarla daha fazla ortak noktası vardır. Altta yatan aynı bilişsel stratejiler. Aynı kişilik. Kendilerini koyunları kurtlara karşı koruyan çoban köpekleri olarak gösterebilirler, ancak günün sonunda ikisi de et yiyen köpeklerdir ve koyunlar her iki şekilde de katledilir.

Günümüz polisleri de bu tekrar eden dinamiğin bir devamı niteliğindedir. Sağ-sol ikilemi bile hızla gerici kırsal topluluklar ve sol eğilimli şehirler olarak kutuplaşırken, Kuzey Amerika’da polisler terör estirdikleri şehirlerin etrafında bir banliyö halkasında yaşıyor. Basit çete savaşı anlatıları, insanların birbirlerini sıkıştırdığı ve işbirliği ve çatışma için daha karmaşık yollar bulmaya zorlandığı kozmopolit alanların dışında daha çekici geliyor. Savaş lordları gibi yağmacılık hayalleri kuran hayatta kalmacılar, görünüşte tam da buna karşı koruma sağlayan polisle derin bir ortak kişilik -ve buradan hareketle ortak kültür- buluyorlar.

Beyaz üstünlüğünün mirası buna bir çerçeve sağlamaktadır ve polisin karmaşık yapısal yollarla beyaz üstünlüğünün sürdürülmesine yardımcı olduğu kesindir, ancak bilinçli bir ırkçı düşmanlığı olmayan pek çok gerici içgüdüsel olarak bardaki siyah bir polisi müttefik olarak görür, siyah polisin işlevsel olarak beyaz üstünlüğünü güçlendirdiğine dair bilinçli bir değerlendirmeden dolayı değil. Hayır, en temel düzeyde siyah polis ve gerici bir dünya görüşünü ve kişilik özelliklerini paylaşır. Bu, büyük ölçüde sıfır toplamlı şiddetli bir rekabettir, karmaşıklıktan korkar, empati, sorgulama ve yaratıcılığı, katı kararlılığı zayıflatabilecek her şeyi küçümser.

Polislik rolü, önceden var olan kötü insanları cezbeder, kolaylaştırır ve en iyi şekilde onlar tarafından yerine getirilir.

Ve seven sevdiğini bilir.

Yakınlıkları ve tercihleri sadece yapısal konumlar açısından değil, karakter açısından da anlamak dünyayı anlamak için kritik önem taşır.

Gamergate ve Trump’ın yarattığı gerici patlama, kağıt üzerinde imkansız görünen her türlü ayrılık ve farklılığın ötesinde bir ittifak oluşturdu. Onları birleştiren şey, dünyanın kendileri gibi kötü insanlar için çalışma alanını giderek artan bir hızla ortadan kaldırdığının genel olarak kabul edilmesiydi.

Bu durum birçoğu için beklenmedik olduğu kadar dehşet vericiydi de. Ne de olsa dünya görüşleri onlara kaba şiddetin ve bencil fırsatçılığın dünyanın Gerçek Doğası olduğunu söylüyor. Her şey olduğu gibi. Onlar Oyunu oynuyorlardı ve diğer herkes geçici hayallere kapılmıştı.

Nasıl oluyor da kaybediyorlar?!

Sol genellikle gerici koalisyonu sistemik baskı eksenleri açısından ayrıştırmaya çalışır. Ataerkillik, ırkçılık, homofobi, güçlülük, sınıf, vs. Ayrıcalıklarını kaybetmekten korkanlar genellikle şiddetle tepki verirler, bu genel olarak doğrudur. Ama neden kaybediyorlar? Ve sadece bir kişinin sistemik ayrıcalık tablosuna bakmak, böyle bir hesabın önerdiği gibi politikalarını öngörmez. Bir koalisyonu bu kadar hararetle bir araya getiren nedir? Bu sadece siyah bir başkana ve ekonomik sıkıntılara karşı kaçınılmaz bir tepki mi? Bu, çeşitli çevrelerdeki tepkinin istikrarlı bir şekilde büyümesini ve Gamergate’ten itibaren internetteki tepki volkanını açıklamıyor. Görünürdeki yapısal yakınlıklarına karşı çalışan dolandırıcılar, militanlar ve fırsatçılardan oluşan takımadalar için pek çok karmaşık açıklama var ve bunların çoğu bir dereceye kadar doğru.

Ancak temelde gerçek şu ki, son on yılda kötü insanlar ve hatta neredeyse her alt kültür köşesindeki orta derecede kayıtsızlar, internet sayesinde boyunlarında hızla sıkılaşan bir ilmik bulmaya başladılar. “İptal kültürü” olarak alay edilen şey, kitlesel bağlantı ve kolektif kovan zihni büyüdükçe siyasi/etik söylemin hızlı ilerlemesiyle güçlendirilmiş eski moda boykot dinamikleridir.

İnsanlar daha fazla sayıda ve daha aktif bir şekilde çevrimiçi hale geldikçe internetin vaadi yerine geldi. Ezilenler seslerini duyurdular ve davalarını anlattılar. Radikal fikirlerin nihayet mahkemede bir günü oldu. Fedakar insanlar ikna edildi ve harekete geçirildi. Bir zamanlar son derece marjinal olan (doğru olmasına rağmen) sistemik adaletsizlik analizleri fikir pazarında hızla kazandı. Tam anlamıyla herkesi ikna ettikleri anlamında değil – bazıları dinlemekle ilgilenmiyordu, bazıları daha az bağlantılıydı ve bazıları bu argümanların öngördüğü ayrıcalıkların kaybına gerçekten düşmandı – ama baskı uygulamak için yeterince büyük bir destek biriktirdikleri anlamında.

Gördüğünüz gibi boykotlar asimetrik bir araçtır. Boykot edenlerin fedakarlık yapmasını gerektirir ve kişisel fayda için çok fazla fırsat sunmaz. Katılımınızı belirtmekten kaynaklanan ihmal edilebilir geçici bir statü artışı ve kampanyaları başlatmak ve devam ettirmek için büyük bir enerji tüketimi.

Diyelim ki Sam tarafından tecavüze uğradınız. Varsayılan kişisel çıkar hesabı, bu konuda susmak ve ondan kaçarken hiç olmamış gibi davranmaktır. Hasar tamamlanmıştır, yasal sistem ve kamuoyu ezici bir çoğunlukla size karşıdır. Belki biraz intikam alabilirsiniz ama çok büyük zarar görürsünüz. Ve intikam olarak, izleyen herkese üstün gücünüzü gösterecek çarpıcı bir zafer olmaz, hayır, zayıf görünürsünüz. Tecavüze uğradınız, onunla savaşırken kaybettiniz. Hasarlı, kendine zarar veren, deli kadının yolunu seçtin. Hayır, susmak daha iyi.

Peki ya zarar verebileceği diğer insanlar? Eğer bencil bir insansanız umursamazsınız ya da sadece orada burada inkar edilebilir bir uyarı fısıltısını önemsersiniz.

Bununla birlikte, başka bir kişinin tecavüze uğramasını kendinizin tekrar tecavüze uğramasına benzeten empatik bir kişiyseniz… cevap açıktır, Sam’in tekrar tecavüz etmesini engellemek için elinizden geleni yapmalısınız.

Fısıldar ve bağırırsınız, uyarabildiğiniz herkesi uyarırsınız.

Ve insanlar çoğunlukla bencil ya da umursamaz piçler olduğu için çoğu umursamıyor. Sam ile arkadaş olmaya devam ediyorlar, ona avlanabileceği alanlara ve insanlara erişim sağlamaya devam ediyorlar. Meseleden kaçabildikleri sürece, saptırabildikleri sürece, ‘her iki taraf’ ya da hiçbir şeyi feda etmek zorunda kalmamak için ne gerekiyorsa onu yapacaklardır.

Yani insanlardan bir taraf seçmelerini istiyorsunuz yoksa onlarla olan köprüleri yakarsınız. Sam’e senden daha fazla yatırım yapan insanlar, bu yüzden onlara zarar verdiğin için öfkeleniyor ve Sam için seni bırakıyorlar. Sen sadece bir kişisin, onlara ne kadar zarar verebilirsin ki?

Ama şöyle bir şey var. Sam’e bağlı kalan insanlar tamamen kötü insanlar. Fedakar değiller. Sam’in tekrar tecavüz etmesini engellemek için fedakarlık yapmazlar. Yani size yardım etmek için fedakârlık yapacak birkaç fedakâr bulursunuz. Azınlıkta olsanız bile, onlardan yeteri kadarını bir araya getirirseniz, toplu olarak çok daha fazla baskı yapabilirsiniz. “Sam’le arkadaş kalırsan sadece bir değil beş arkadaşını kaybedersin.”

Boykotlar, grevler gibi, bir şekilde geçişli olduklarında en etkili olanlardır. Sadece domates şirketini boykot etmezsiniz, onlardan alışveriş yapan her şirketi de boykot edersiniz. Üniversitelerin domates şirketine yakın her yerden yatırımlarını çekmesini sağlarsınız. Domates şirketine vergi muafiyeti sağlamaya devam eden tüm eyaletleri boykot etmekle tehdit edersiniz. Etkisi insanları caydırmaya başlayana kadar kolektif olarak muazzam itibarınızı, zamanınızı, enerjinizi, paranızı vs. feda edersiniz. Sonra da kalan sığınmacıları hedef alırsınız. Başka bir domates şirketi aynı uygulamaları benimsediği anda, kişisel maliyeti ne olursa olsun, sert bir şekilde ortaya çıkarsınız. Sığınmacılara asla izin vermezsiniz.

Her boykotun işe yaraması için farklı bir kritik kitle gerekir, ancak bu kitle %51’lik bir çoğunluk değildir. Bireylerin sahip olduğu kaldıraç değişir, ancak genellikle geçerli olan şey, boykot işe yarasa bile, fedakarlığın ilgili bireylere net olarak doğrudan avantaj sağlamadığıdır. Fayda genellikle çok sayıda insanın üzerindedir.

Boykotlar sadece kolektif bir eylem sorunu değildir, çoğu zaman boykot eden bireyler için bir fayda bile sağlamazlar. İşte bu yüzden boykotlar, özgecil insanların biraz daha lehine olan bir çatışma tarzıdır.

İnternet ağ kurma maliyetlerini azalttığı için farklı boykot türlerini kolaylaştırdı. Her yerde.

Bu, bok çuvallarının sıkılaştığını hissedebilecekleri ilmiktir. Bir gün uyandıklarında arkadaşlarının birine n-word dediği için bok yediğini gördüler, ertesi gün bu küçük bir şaka içindi, bir şaka! Bir gün izin verilen görgü kurallarının sınırları ertesi gün aniden cırcırlanmış gibi görünüyordu. Bu çok saçmaydı! Ayak uydurmak için sürekli dikkat etmeniz, diğer insanları önemsiyormuş gibi davranarak bir ton enerji harcamanız gerekiyordu.

Bütün bunlar aklı başında olan herkes için (yani bencil piçler için) delilikti, çünkü bu yeni oyunda çok az şey kazanılabiliyordu. Kötü bir insan en iyi ihtimalle koyun postuna bürünüp kurtlara karşı verdiği mücadelede onları gütmeye çalışarak biraz prestij kazanabilirdi ama koyunlar kaçınılmaz olarak onların da peşine düşerdi. Bazen koyunlar birbirleri için bile geliyordu! Bir şekilde beyninizi yıkayarak onlar gibi fedakâr olsanız bile, bu güç elde edeceğinizin garantisi değildi! Tam tersine. Ele geçirilecek gerçekten istikrarlı bir güç pozisyonu yoktu. Taht yoksa oyunun ne anlamı var ki?

Her köşede, hayatın her alanında, kötü insanlar toplu bir korku içinde ürperdiler ve oynadıkları çeşitli oyunları korumak için garip bir şey yapmaları gerektiğini aniden fark ettiler: birleşmek zorundaydılar.

Sadece küçük bir sorun var. Bu konuda o kadar da iyi değiller. Temel değerleri ve stratejileri onları kolektif bir fayda için özerk bir şekilde fedakârlık yapmaktan aciz bırakıyor. Birbirleriyle savaşıyorlar, güç için kapışıyorlar, rüşvet alıyorlar, sıkılıyorlar. Olasılıkların yüksek olduğu anlar her zaman yorucu, mızmız bir karmaşaya dönüştü. Kolektif kötülük için, Oyunun devamı için fedakarlık yapacak kadar zarar görmüş birkaç gerçek inanan dışında, çoğu kişinin fedakarlık yapmak istemediği ortaya çıktı.

Zalimliklerinin borazanlığını yapmak ve samimi fedakârlık kokan herkese zorbalık etmek anlamına geldiğinde yıllarca yüksek sesle yardımcı sinyal vermeye istekliydiler. Doğrudan kötü insanlara hitap eden kişisel eğlencelere abone olmak için ayda birkaç dolar harcamaya hazırdılar. Ancak günlük konforlarını bir kenara bırakıp hayatlarını ortaya koymaya ve yorucu, ücretsiz, ödüllendirici olmayan örgütlenme ve aktivizm için fedakarlık yapmaya genellikle istekli değillerdi.

Kötü insanlar, kendilerini silahlandıracak dışsal hiyerarşiler olduğunda başarılı olurlar. Ancak bunlar olmadan dişsizdirler, kolektif eylem sorunlarını çözmek için gerekli fedakarlığı yapamazlar. Bazıları şiddete başvurmaya ve Dava için ölmeye isteklidir, ancak ölmek kolaydır. Asıl imkansız olan, kişisel bir ödülü olmayan angarya işler.

Ve böylece, neoreaksiyoner faşistlerin dediği gibi, “Cthulhu her zaman sola yüzer.” Kurumlar demokratik çoğunlukçu tiranlık sarmalına kapıldığı için değil, hayır, demokrasi boykotlardan çok daha gerici olurdu. Eğer bir şeyleri değiştirmenin tek yolu sadece oy vermek olsaydı, neredeyse her ülkede daha muhafazakar kurumlar olurdu. Hayır, boykotlar genel olarak fedakar azınlıkları süper güçlendirir.

Elbette buna bir fetüsün “ruhu” olduğuna ya da beyazların burrito yememesi gerektiğine içtenlikle inanan hatalı fedakârlar da dâhildir. Bu ayrıntılar önemlidir, ancak birçok kişinin uzmanlaştığı oyun türlerine karşı bilgi çağı boykotunun genel eğilimini bozmaz. Merkezi epistemik organizasyonların çöktüğü ve sonuç olarak internetin Qanon’lar ve burçlarla dolu, geçici olarak her türlü saçma sapan köpüğü üreten çalkantılı bir yer olduğu da doğrudur, ancak söylemin uzun kavisi daha fazla doğruluk yönündedir.

Kentleşme, küreselleşme ve diğer çeşitli bağlanabilirlik artışlarıyla toplumsal karmaşıklık aşağıdan yukarıya doğru arttıkça, gericiler kaya gibi sağlam, kolayca tanımlanabilen sert güç unsurlarını kazanmaya devam etti ve fedakârlar da demir yumruklarının etrafında kültür ve toplumun binlerce karmaşık yönü içinde eridi.

Basit şiddet ve basit küçük topluluklardan oluşan bir dünyaya göre uyarlanmış kişisel stratejiler, daha karmaşık bir dünya karşısında bocaladı. Bu adil değil. Doğal değil. Yeni oyunu anlamaya ya da takip etmeye çalışmak birçok zavallı küçük gerici zihni incitiyor.

Elbette bazıları uyum sağladı, solda pek çok dolandırıcı ve fırsatçı var, ancak kendilerini giderek daha fazla baskı altında buluyorlar. Sağlam bir oyun oynadığını düşünen tecavüzcü ya da kariyerist, birdenbire oyunun iptal edildiğini görüyor ya da tercih sahteciliğine harcamak zorunda olduğu enerjiden bıkıyor. Ve yeni sosyal normları “bana bir şey ver yoksa sana hiçbir şey söylemem” oyununa dönüştürmeye çalışanlar, azalan getirilerle karşılaşıyor (çünkü gerçekten fedakarlık yapmaya istekli değiller) ve kendileri tanımlanıp marjinalleştirilmeden önce nadiren bir veya iki yıldan fazla dayanıyorlar.

İşte bu yüzden daha aklı başında bencil piçler sola baktıklarında bir intihar tarikatı, kazanılması mümkün olmayan şaşırtıcı derecede aptalca bir oyun görüyorlar. “Seni canlı canlı yediklerinde bunu hak edeceksin.” Fedakâr bir şekilde özgecilikle motive olmayı asla hayal edemezler ve bu yüzden boykotçuları bir delilik ve basiretsizlik fırtınası olarak görürler. Etraflarındaki her yer boş erdem sinyalleri ile dolu. Adaletsizlikle doğrudan bağlantının artmasıyla yükselen gerçek haklı öfke ve tutku onların kavrayışının ötesindedir ya da alakasız koyunların anırması olarak geçiştirilir.

Sol sık sık sınıfsız, ırkçılığın, ataerkilliğin, homofobinin, ableizmin vs. olmadığı bir dünya kurmaktan bahseder, ancak bunlar yalnızca iktidarın tatlarıdır – küllerinden doğan tamamen yeni iktidar sistemlerinin vaadini bırakırlar. Bir dizi oyunun yerine bir başkasının geçmesi. Çarlık döneminde kişisel iktidar seçenekleri bocalayan genç bir üst orta sınıf insanı Bolşevizm’in zemin katına girmeyi büyük bir fırsat olarak görebilirdi – en azından kendilerini daha yukarılara yerleştirme şansları olurdu. Ancak zaman içinde sol sadece devrilecek sayısız baskı modülü eklemekle kalmadı, giderek artan bir şekilde iktidar pozisyonlarını reddetmeye yöneldi. Solun, anarşizmin bu anarşizasyonu birçokları için dehşet verici bir kabus.

Uzun zaman önce kişisel güç açlığıyla kireçlenmiş kötü bir insan, statü ve kontrolün birçok özel merdiveninin aşınmasını izlemeye istekli olabilir, ancak hiçbir merdiven bırakılmaması fikri aşırı derecede tahammül edilemezdir.

Şu anda karşı karşıya olduğumuz sorun budur. Bilinçli anarşistler genel çarkın yalnızca bir parçası olsa da, dünya anarşizm tehdidine karşı uyanıyor ve ilk kez değişen dünya tarafından tehdit edilenin yalnızca belirli bir grup istismarcı, yönetici ya da bencil ahmak değil, hepsi olduğunun farkına varıyor.

Anarşizmin en keskin dezavantajı, tüm tahakkümün radikal bir reddi olarak doğası gereği hiçbir geri çekilme hattı bırakmamasıdır. Tüm kötülükleri hedef alarak, temelde kötü olan insanlara cazip gelecek hiçbir şey sunmaz.

Elbette, çeşitli nedenlerle anarşist çevreleri kendi yeteneklerine finans ya da insan kaçakçılığından daha uygun bir takip alanı olarak gören kötü insanlar da vardır. “İptal kültürüne” ya da bireyleri yargılayabilecek ya da anarşizmi radikal etik terimlerle çerçeveleyebilecek herhangi bir teorik yaklaşıma doğal olarak düşmandırlar. Örneğin, beyaz-milliyetçi Michael Schmidt’in anarşist geleneği etik ve felsefi içerikten arındırmaya çalışarak onu yalnızca devlet ve sermaye karşıtı bir hareket olarak yeniden şekillendirmesi ve diğer her konuda sessiz kalması şaşırtıcı olmamalıdır. Herkes, kendi seçtikleri merdivene çok yaklaşan anarşist iktidar eleştirileri hakkında sızlanan yırtıcı, tecavüzcü, istismarcı vb. örnekleri bilir. Ve solun yapısal düşüncede kaybolma eğiliminin en azından bir kısmının, bireysel kötü aktörlere yer bırakmak için kasıtlı olarak yanlış yönlendirmenin sonucu olduğunu bekleyebiliriz.

Ancak boykotlar anarşizmin amaçlarıyla uyumlu olmayan yönlere doğru ateşlenebilir ve ateşlese de, internet dönemi boykotlarının genel caydırıcı etkisi hem bencil olanın fedakar olan tarafından boğulması hem de iktidar konumlarının altının oyulması olmuştur. Her taht daha güvencesiz ve kısa ömürlüdür. Her tecavüzcü artık hayatta kalanlardan korkuyor.

Bir zamanlar saf koyunların saçma ve uçuk bir tarikatı olarak görülen anarşizm, şimdi dünyanın dört bir yanındaki bir dizi insana en büyük düşmanları olarak kendini gösteriyor. Her kontrol ilişkisini, her iktidar konumunu, her güven verici ama şiddetle korunan basitliği yıkma riski taşıyan temizleyici bir fırtınanın ardındaki örtük mantık.

Kapitalizm, beyaz üstünlüğü, ataerkillik gibi kendi kendini güçlendiren büyük kalıplar kesinlikle yeterince gerçek olsa da, geleceği yaratan bireylerdir. Sınıf, ırk, toplumsal cinsiyet vb. istatistiksel olarak belirli zihin alışkanlıklarının ve dünyaya yönelimlerin ortaya çıkmasına yardımcı olsa da, belirli bir bireyi harekete geçmeye doğrudan iten ideoloji ve alışkanlık haline gelmiş karakterdir.

İnternetin siyaseti, kendimizi kişiliğimize göre sınıflandırdığımız bir mekanizmaya dönüştürdüğü sık sık söylenir. Bu süreç tamamlanmış olmaktan çok uzaktır, ancak olduğundan daha gerçektir.

Bugün karşı karşıya olduğumuz gerici ittifak ve faşist diriliş kişisel karakterin dinamikleri ise, sistemik bir şeyi sadece rayından çıkaramaz ya da parçalayamaz ve sorunu çözemeyiz. Faşist bir kişi, gizlense de gizlenmese de faşist olmaya devam edecektir. Ve boyunlarındaki ilmeğin sıkılaştığına uyanan gericiler, karşı karşıya oldukları varoluşsal riski kısa sürede unutmayacaklardır.

Kötü insanlar belli bir sınıf bilincine ulaşmışlardır.

En büyük açık soru, toplumu kendilerine karşı daha az önyargılı olan daha basit bir oyuna geri döndürmek için bizi yeterince katletmeyi başarıp başaramayacaklarıdır.

Mevcut birkaç yol vardır.

Birincisi, Atomwaffen ve benzerleri arasında bulabileceğiniz ekofaşist çöküşçülüktür. Bu muhtemelen gericiler arasındaki en tutarlı büyük resim düşüncesidir. Sosyal bağlantı, gericilerin karşı karşıya olduğu sorunun köküdür, boykot dinamiklerinin kaba kuvvet dinamiklerini gölgede bırakmaya başlamasına izin veren şeydir ve bu nedenle mümkün olan en büyük sıfırlama sadece interneti değil şehirleri de yok etmek olacaktır. Medeniyetin yıkıntıları arasında yağmacı bir savaş lordunu tecavüz ettiği için ‘iptal etmek’ zor. Ancak Evola ve Kaczynski’ye vurarak bomba yapan birkaç çocuk ile hedefleri arasında sayısız önemli zorluk var. Saldırı alanları en geniş olanıdır, ancak karşı saldırı alanları daha da geniştir. Barajları bombalayabilir ve su kaynaklarını zehirleyebilirler, ancak gezegendeki her bilim adamının ve tamircinin otonom olarak araştırma ve icat yapmasını durdurabilirler mi? Uygarlık, doğru anlaşıldığında, kırılgan bir mega makine değil, kolektif işbirliğinin ortaya çıkan bir kovanıdır. Ekofaşist teröristler ciddi bir tehlikedir, ancak sayıları o kadar azdır ki onları yok etmek düşünülebilir.

Daha zor olan sorun ise gericiliğin daha popüler yollarında yatmaktadır. İmhacı Sağ Kanat Ölüm Mangalarından balkanizasyona ve kapsamlı kurumsal faşizme kadar. Daha ekofaşist ve çöküşçü varyantlar, insanları birbirine bağlayan ve fedakar azınlıkları süper güçlendiren altyapıyı kalıcı olarak yıkmaya çalışırken – medeniyetin enkazının sürekli hapishane duvarları olarak hizmet etmesine izin verirken – bu diğer yol proaktif sosyal kontrolü sürdürmeyi amaçlamaktadır. Bu tepki biçimi, her şeyi sürekli istikrarlı olması umulan bir şeye dönüştürmek yerine, mevcut düzenin büyük bir kısmını geri kalanına karşı sınırsız şiddet uygulayarak korumaya çalışır. Tüm o asi şehirli/renkli/queer halk kalıcı olarak susturulurken ve dünyanın geri kalanı daha acımasızca köleleştirilirken ufkun hemen ötesindeki kan nehirlerine karşılık, banliyödeki evinizi ve tüketim ritüellerinizi büyük ölçüde sağlam tutabilirsiniz.

Bu yeniden sömürgeleştirme fantezileri bugün ABD’de neredeyse her yerde. Liberaller çok uzun süre gürültü yaptılar, dünyanızı tam olarak kavrayamadığınız her türlü karmaşık şeyle ve istediğiniz gibi tecavüz etmenizi ve incitmenizi engellemek için bir hak duygusuyla darmadağın ettiler. İntikamımızı aldığımızda harika olmayacak mı? Oyundaki tek şey temiz, basit ve anlaşılabilir bir şiddet oyunu olduğunda.

Bu tür – hiç kullanmadığınız silahları kapıp zengin mahallenizdeki protestoculara doğrultma açlığı – hakkında not edilmesi gereken bir şey, bunun çarpık bir anlamda “savunma” olduğudur. Banliyöde yaşayan biri, diğer insanların liboşları soykırıma uğratması gerektiği hakkında bir sürü saçmalık söyleyecektir, ancak bu risk, yenilik ve karmaşıklığa karşı derin bir isteksizlikten kaynaklanmaktadır. Antifa ile kavgalarını canlı yayınlayan dolandırıcı haydutlara bir yığın para bağışlayabilir, ancak kendisi riskle yüzleşmekten çekinir. Sınırda faşistlerin sayısı çok olsa da, bunlar çoğunlukla korkaktır. Linç güruhu silahlı bir siyah adam bulduğunda dehşet içinde histerik çığlıklar atan yaşlı beyaz adam gibi, sosyal düzeninin bu tür bir kolektif eylem sorununa karşı kırılgan olduğu için dağılmakta olduğunu biliyor. Gerici güruhun sayısı siyah adamdan fazla olabilir ama içlerinden biri bile ilk hamleyi yapmaya istekli değildir.

Kötü insanlar, kendilerini koordine edecek hiyerarşik bir sistem olmadan ortak çıkarları doğrultusunda hareket etmekte zorlanırlar. Kötü insanlar, sonuçlarından korkmadan cinayet işleyebilecekleri ve tecavüz edebilecekleri n-yinelemeli oyunların olmadığı – diğer her şeyden kopuk yerel bir yamaya indirgenmiş – bir dünya hayal etmeyi sevseler de, merkezi olmayan karmaşıklıklar karşısında bocalarlar.

Yakın zamanda ülke çapında yaşanan “ANTIFA otobüsleri” çılgınlığı, gerici işlev bozukluğunun mükemmel bir minyatürüdür. Muhafazakâr medya ekosistemi nispeten merkezileşmiş ve kilitlenmiş durumda, bu da epistemik kasları körelmiş ve dünya ile düşmanlarına dair tamamen yanlış bir ortak haritaya sahip bireylere yol açıyor. Çoğunlukla bencil piçler oldukları için rastgele kişilerin önem kazanmak için bir şeyler uydurması teşvik ediliyor. Bu da en saçma işlevsizliğe dönüşüyor. Elbette bu kıkırdayanların daha fazla silahı var – dünyaya sürekli hatırlattıkları gibi – ama Karen ne zaman boktan bir meme paylaşsa, birliklerinizi hiçbir yerdeki rastgele büyük kutulara konuşlandırırsanız bunun pek bir anlamı yok.

Elbette tehlikeli bir aşiret kimliği ve ortak yanılsama var, ancak bunun nedeni bunların kısa vadede tüm taraflara fayda sağlaması. Uzun vadede, eğer gerçekten de arzuladıkları iç savaşı başlatırlarsa, gericiler bu tür sistemik yanlışlıklarla korkunç bir şekilde engelleneceklerdir.

Muhafazakârlar alışkanlıkla anarşistlerin “maaşlı protestocular” olması gerektiğini varsayarlar çünkü onlar asla maaş çeki olmadan polislerle savaşmak için hayatlarını tehlikeye atmazlar. Ve birçoğu da kesinlikle her gün saatlerini harcayarak muhalefetin izini sürmez.

Gericiler durmadan askeri terimlerle düşünürler çünkü bu tür kör hiyerarşik sistemler onları organize edebilecek tek şeydir.

Kendi başlarına çeteler oluşturacak olsalar, en azından bencil hıyarları kolektif bir amaca yönlendirebilecek uzun süreli kurumsal teşvik yapıları oluşturmak için gerekli ölçeğe ulaşmadan önce, felakete yol açacak bir işlev bozukluğuna girme ihtimalleri yüksektir.

Buna karşılık polis (bir halkı sürekli olarak bastırmak için tasarlanmış işgalci bir askeri güç) fedakarlık yapmaz, büyük maaşları ve lüks konaklama yerleri vardır, saçma sorumluluk korumaları vardır ve herkesin onlar için geriye doğru eğilmesini beklerler, en ufak bir rahatsızlıktan dolayı sızlanırlar ve istifa ederler.

Polis devleti aygıtlarının sökülmesinin bu kadar acil olmasının nedeni budur. Ancak bu aynı zamanda yeterince incelenmemiş bir tehlikenin de alanıdır. Mevcut hiyerarşik yapılar yıkılabilir ya da parçalanabilirse, polis diğer kötü insanları paramiliter yardımcılar olarak ne kadar hızlı ve verimli bir şekilde görevlendirecektir? 8chan’deki tecavüzcü ensellere seve seve silah verecek ve onlara liboşları öldürmeye başlamalarını söyleyeceklerdir. Ve diğer canavarları örgütleyebilecek polis/asker komuta kurumlarını başarılı bir şekilde ortadan kaldırsak bile, böyle işsiz mayınlarla dolu bir dünyayı nasıl temizleyeceğiz?

Eğer gerçekten de George Floyd ayaklanmasına tepki olarak 800 polis NYPD’den ayrılıyorsa, bu insanlar sihirli bir şekilde otoriter haydutlar olmaktan vazgeçmeyecekler. Bunu etik nedenlerle yapmıyorlar, halkın isyanı işlerini zorlaştırdığı için istifa ediyorlar. Rozetin yokluğu, onları barındıran kurumun ortadan kaldırılması, bu kuduz yaratıkları vicdan sahibi insanlara dönüştürmeyecektir. İçine yerleştikleri kurumları ortadan kaldırmak yeterli değildir. İnsanlar bir gecede değişmez.

Irak’ın Baas’tan arındırılması Saddam’ın idari ve güvenlik güçlerinden işkencecileri ve katilleri temizledi ama bu polislerin yeni terörist ve paramiliter grupların üssü olmaya devam etmesine izin verdi; işsiz kalan şiddet profesyonelleri bir şeyler yapmak zorunda. Bugün sadece kovduğumuz polisler, yokluklarında gelecekleri konusunda uyardıkları yağmacı çetelerin çekirdeği olacaklar. En kötü ihtimalle, kötü insanları kolektif çıkarları doğrultusunda örgütleyebilecek bir merkezileşme ve meşruiyet tohumunun kristalleşmesini sağlayacaklar.

Bu kesinlikle imhacı bir politikayı savunmak anlamına gelmemektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yedi yüz bin kolluk kuvveti bulunmaktadır. Bunlar kötünün de kötüsü olabilir, ancak bu ölçeğe yakın herhangi bir ölçekte saldırgan toplu katliam düşünülemez ve açıkça özgürleşmiş bir dünya gibi bir yolda değildir. Bir tür Stalinesvari yeniden eğitim projesinde kitlesel hapsetme de aynı şekilde vicdansızlığın ötesindedir ve derin bir etki yaratması terapiden bile daha az olasıdır. ABD’de şu anda 2.3 milyon kişi hapsedilmiş durumda, bunların çoğu ortalama bir polisten çok daha iyi insanlar olabilir, ancak polisleri şu anda yönettikleri hapishanelere koymak, mevcut karseral devleti sadece mütevazı reformlarla yeniden üretecektir. Tahakkümün olmadığı bir dünyaya gerçekten inanan hiçbir anarşist sonsuz kan dökülmesini kabul edemez.

O zaman bu canavarlarla nasıl yaşayacağız?

Güç/terör kurumlarını ortadan kaldırsak bile, onları yeniden inşa etmelerini nasıl engelleyeceğiz?

Şu ana kadarki yaklaşımımdan da anlayabileceğiniz gibi, bence cevap, bugün polis olmayan tüm canavarların örgütlenmesini engelleyen oyun teorik işlev bozukluğuna gerçekten bakmak ve anlamaktır.

Polis nüfusun yüzde birinden çok daha azını oluşturmasına rağmen daha büyük bir yüzdeyi hapsedebilmekte, çok daha büyük bir yüzdenin isyanını engelleyebilmektedir. Bunun nedeni mevcut düzenin kolektif eylem sorunlarıyla savunulmasıdır. Büyük bir tabana sahip olsanız bile, başlangıçta yeterli bir kitleyi harekete geçmeye motive etmek ve örgütlemek zordur. Bir pogrom başlatmaya niyetlenen ilk birkaç beyaz üstünlükçü bastırılır, yoksa bir harekete ve kısa sürede bir soykırıma dönüşürler. Eski polislerden oluşan ve suça geri dönmeye çalışan ilk ekip – ister baskın düzenlesin ister koruma şantajı yapsın – çeteleri metastaz yapmadan önce hızlı ve proaktif bir şekilde durdurulmalıdır.

Solcular ahlaki saflık uğruna birbirleriyle didişmeye ne kadar düşebiliyorlarsa ve solun merdivenlerinde bunu anlık olarak istismar etmeye çalışan birkaç fırsatçı varsa, faşistler birbirlerini daha da vahşice sırtlarından bıçaklıyorlar. Sağın kolektif eylem sorunlarını çözmeyi öğrendiği tek yol milliyetçilik ve ırkçılık gibi kör araçlardır. Bunlar son derece beceriksiz mobilizasyon araçlarıdır, bu yüzden sağın tabanı, daha iyi bir terim bulamadığım için söylüyorum, şaşırtıcı derecede cahil ve aptaldır. Ayrıca kişisel güç için yapılan kısır çekişmelerin üzerini sadece ince bir şekilde örterler.

Solun dolandırıcıları ve istismarcıları vardır, ancak sağ neredeyse bundan başka bir şey değildir. Gericiler statükodan devrimci kopuşlara yatkın değildir, çünkü bunu örgütleme kabiliyeti en az olan insanlardır. Sosyopatlar kendilerini savunmacı bir birlik oluşturacak kadar baskı altında hissettiklerinde ve gericiler radikalleşerek öz-bilinçli faşistlere dönüştüklerinde bile, kritik kitleye ulaşmakta ciddi zorluklarla karşılaşırlar. Antifaşist gruplar neonazi grupların etrafından dolanır çünkü antifaşistler fedakârdır. Neonaziler beyaz ırk için fedakarlık yapmakla ilgili pek çok şey söylüyorlar ama Anglin ve Spencer’ın da açıkça ortaya koyduğu gibi hepsi ırkın kişisel güç arayışındaki faydası nedeniyle sarıldıkları boş ve keyfi bir yapı olduğunun farkındalar. Birkaç salak çocuğun beynini yıkayarak bu uğurda ölmelerini sağlayabilirler (daha çok kişisel şöhret), ancak bunun ötesine geçemezler.

Polisler, adil olmak gerekirse, genellikle oldukça aptaldırlar, ancak aynı zamanda ezici bir şekilde çıkarcıdırlar. Arabalarında güneş gözlüğü takan boşanmış yaşlı beyaz adamların dünyası bile – maçoluklarını alenen gösterme ve rahatlatıcı basit anlatıları yeniden teyit etme fırsatlarından zevk alsalar da – yine de son derece bencil yaratıklardır. Baskin Robbins ya da TGI Fridays’de oturabilmek ve kendilerine servis yapılabilmesi için taktik zırhlarını giymeye ve çığlık atmaya istekliler. Onların “Amerika “sı diğer insanlar için bir özgürlük ideali değil, kendi ayrıcalıklarını ve konforlarını temsil eden son derece kişisel bir totem, bir dizi norm ve koşuldur.

Eski polislerin Irak’taki Baasçılar gibi soykırımcı çetelere ve isyancı terörizme hemen geçiş yapmalarını engellemek istiyorsanız, onlar için uygun bir teşvik yapısı oluşturmalısınız. Sabit ve net bir çizgiyi ilk geçen olmaktan korkmalarını sağlayacak kadar evrensel ve güçlü öz savunma güçlerini aşağıdan yukarıya doğru harekete geçirin, ancak aynı zamanda – ve bu en zor kısmı – onlara yatırım yapacakları bir şey bırakın.

Bir arkadaşım uzun zamandır polislere evde oturup kimseyi öldürmemeleri için şu anda kazandıklarının iki katını ödememiz gerektiğini savunuyor. Devasa emekli maaşları yoluyla polisin ortadan kaldırılması. En azından gasp edilen halkın şartları belirleyebileceği ve denetleyebileceği bir tür açık gasp anlaşması. Bunun bir devlet olmadan uygulanabileceği veya denetlenebileceği konusunda şüphelerim var, ancak daha da ötesi, bu kadar cömert bir şekilde tazmin edildikleri takdirde kendi ordularını kurmayı finanse etmeyecekleri konusunda da şüphelerim var.

Geriye bir tür koruma sözleşmesi kalıyor. Varoşlarda satın aldığınız o aptal evi size bırakmayı kabul ediyoruz ve bunu ihlal etmeye karşı katı sosyal normlar koyuyoruz. Piyasada faaliyet gösterebilir, devlet sonrası sosyal hizmetlerden yiyecek ve temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz ve herkesi güç gerektirmeyen mesleklerde çalışmak üzere yeniden eğiteceğiz. Ancak birileri bir hiyerarşi örgütlediği ya da terör estirmek için eski bir polis çetesi kurduğu anda, bu çete çevredeki tüm dikkatli siviller tarafından imha edilir. Her an evlerimizden dışarı fırlayıp eski polislerin kurmaya çalışacağı yağmacı çetelerle yüzleşmeye ve onları şiddetle durdurmaya istekli olmalıyız.

Her ne kadar devlet yerine aşağıdan yukarıya sosyal örgütlenme yoluyla güvence altına alınabilecek şekilde yeniden formüle edilmiş olsalar da, böyle bir reçetenin devletin kullandığı teşvik yapılarının çoğunu tekrarladığını fark edeceksiniz. Gericiler içgüdüsel olarak bu tür terimlerle düşünürler çünkü bu tür teşvik yapıları onlar üzerinde işe yarar. Açıkçası, dünyanın dört bir yanındaki direniş mücadelelerinde özverili şehitlerin kanıtladığı gibi, herkes üzerinde aynı şekilde çalışmazlar. Gericiler insanları şok edip korkutarak itaat etmelerini sağlayabileceğinizi düşünür ve boyun eğdirilenler genel olarak adaletsizliğe karşı çıkmak için kişisel fedakarlık yapmaya istekli olduklarında sonsuza dek şaşırırlar. Muhafazakârlar retorik olarak kurban rolüne bürünmeyi umutsuzca isteseler de, çok daha küçük bir azınlık gerçekten inanmakta ya da sürekli anlamda fedakârlık yapmaya istekli olmaktadır.

Bu karkeral adaletin, sınırların vb. savunusu değildir, ancak kesinlikle özgeci olmayanlar için yarattığımız teşvikler hakkında düşünmemizi gerektirir. Keskin bir öz savunma ile merkezi olmayan serbest birliktelik anarşist değerlerle uyumludur, ancak genellikle belirli keskinlik derecelerini benimsemekte tereddüt ederiz. Bu bir hata olabilir.

Tıpkı solcuların bireyleri genellikle kurumlarla aynı hizada yürüyen dişliler olarak görmeleri gibi, liberaller de bir çatışmada karşı tarafın hatalı da olsa iyi niyetli olduğunu hayal etmeye çalışırken kendilerini iki büklüm edeceklerdir. Eğer bu sadece bir matematik hatasıysa, o zaman bunu gösterebilirsiniz ve her şey çözülür! Kimse on milyonlarca insanın yalnızca kötü olduğunu kabul etmek istemez. Ancak anarşizmin liberalizmden ayrıldığı noktalardan biri, gücü elinde bulunduranların çoğunun hatalı fedakârlar değil, bizimle sonuna kadar savaşacak, hiyerarşilerin olmadığı bir dünyayı asla kabul etmeyecek ve sürekli olarak buna karşı çalışacak, sadece kendi çıkarlarıyla sınırlı bencil piçler olduğunun kesin bir şekilde kabul edilmesidir.

Hem mafyalara hem de yağmacılara karşı bir alternatif var, ancak bunun için şehir halkının, kendini kurt ilan edenlerin kovduğu “koyunların” güvenliklerini kendi ellerine almaları gerekiyor. Fedakârların, kayıtsızların çatışmayı uzak bir azınlığa havale etmekten vazgeçmesini, sorunlarımızı kara bir kutuya tıkmaktan vazgeçmemizi gerektiriyor.

Bu platformda yapılan çeviriler tamamen bağışlarla finanse ediliyor. Burada okuduklarınız hoşunuza gidiyorsa eğer, sizi katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Nasıl destek verebileceğinize dair talimatları C4SS’yi Destekleyin sayfasında bulabilirsiniz:
https://c4ss.org/c4ssyi-destekleyin

Anarchy and Democracy
Fighting Fascism
Markets Not Capitalism
The Anatomy of Escape
Organization Theory