Linç/İptal Kültürü Diye Bir Şey Yok Ki!

Okumak üzere olduğunuz makale Locusts and Wild Honey tarafından kaleme alınmıştır. 15 Ocak 2023 tarihinde C4SS’de yayınlanmış.

“Cancellandım, olamaz!” diye yakınıyor milyonerin teki, “şaka” adını verdiği ırkçı hakaretler içeren bir tweet attıktan sonraki altıncı (podcast bölümlerini de sayarsanız onuncu) TV röportajında. “İfade özgürlüğüne ne olacak bu gidişle!” diye bağırıyorlar sadece kendileri için tasarlanmış kamera(lar) ve mikrofon(lar) önünde özgürce.

Yani gerçekten: hem fiziksel hem de dijital şehir meydanlarına hala hazır erişimi olan biri ne kadar “cancellanmış” olabilir? Çatılardan saçmalıklarını kusmak için para bile alabilen biri ne kadar “iptal edilmiş” olabilir? J. K. Rolling hala milyoner ve son derece başarılı bir yazar. Dave Chapellele hala milyoner ve dünyaca ünlü bir komedyen. Örnekler uzayıp gidiyor.

“Bu nesil çok yumuşak! Herkesi iptal ediyorlar!”

Bu kuşak gerçekten daha mı yumuşak, yoksa marjinalleştirilmiş insanların sesi daha mı çok çıkıyor? Ne de olsa bunlar, insanlık tarihinde neredeyse herkesin fikirlerini yayınlayabildiği ilk birkaç on yıl. Yüreğini ye, Gutenberg! Mesele 19. yüzyılda insanların siyah surattan rahatsız olmaması değil. Mesele, beyazların yasal, siyasi ve kültürel olarak egemen olduğu toplumların protesto seslerini görmezden gelebilmesiydi.

Yani Frederick Douglas 1852’de 4 Temmuz’u ırkçı ve ikiyüzlü olduğu gerekçesiyle “cancellamaya” çalışıyordu! Konuşacak bir platformu olmayan, kalemi ve kâğıdı bulunmayan ya da varsa bile bunu kullanmalarını sağlayacak eğitimden mahrum bırakılan insanların sahip olduğu bu gibi fikirleri bir düşünün.

Elbette, günümüz çağında insanlar bu yeni buldukları güçle bazen biraz aşırıya kaçabiliyorlar. Belki de lisedeki kabadayınızın kirli çamaşırlarını ortaya çıkarıp her yerde yayınlamayın. Belki de büyükbabanızın aile Noel’inde söylediği belli belirsiz cinsiyetçi şeyleri kaydedip yayınlamayın [1]. Ancak bunlar, “iptal kültürü” teriminin kamuya mal olmuş kişileri ya da sadece kamuya açık ve kamuyu ilgilendiren şeyler yapan insanları tartışmak için aşırı derecede politik kullanımından tamamen farklı bir şeydir.

Ve kesinlikle sadece insanları dışarı çağırmak yerine, uygun olduğunda insanları içeri çağırmaya geçmemiz gerekiyor. Ancak tüm bunlar, İnternet aracılığıyla ifade özgürlüğündeki bu inanılmaz genişlemeye karşılık olarak oldukça makul bir aşırı telafi. Peki sosyal medya ve internetin diğer kamuya açık forumları sonuçsuz ne işe yarar? Görünüşe göre N-kelimesinin kullanımında %500’lük bir artış var. Teşekkürler, Elon Musk!

“Ama durun! İptal kültürünün gerçek olmadığını mı yoksa insanlığın ilerlemesinin iyi bir parçası olduğunu mu söylüyorsunuz?”

Tüm bu fikrin anlamsız olduğunu söylüyorum.

İnsanlar sık sık iptal kültürünü George Orwell’in 1984 adlı romanıyla karşılaştırıyor (genellikle bu romanı hiç okumamış oluyorlar), ancak Orwell’in bu modern “fenomen” (nefret ettiği bir kelime) hakkında neler söylemiş olabileceğine gerçek bir göz atalım:

Açıkçası, Orwell’in “anlamsız kelimeler” tanımlamasında en yalın ve atomistik tanımlamaların ötesindeki her şeyi kapsayacak şekilde aşırıya kaçtığını düşünüyorum (belki de tonlarca Marksist jargon kullanan biri olarak bu benim savunmacılığımdır), ancak bugün kullanılan terimlerin çoğunun “keşfedilebilir herhangi bir nesneye işaret etmemekle kalmayıp, okuyucu tarafından bunu yapmasının neredeyse hiç beklenmemesi anlamında kesinlikle anlamsız olduğu” konusunda kesinlikle haklı.

Bu sözcüklerden biri de “iptal kültürü “dür; zira bu sözcük gerçek bir şeyi ifade etmemekte, daha ziyade insanların ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi, transfobi vb. [2] çizginin dışına çıkan herkesi susturmaya yönelik büyük bir komplonun (esasen “Kültürel Marksizm”) göstergesidir. Bu bir komplo değil, dostum. Burası her zamanki “fikirler pazarı” ve fikirleriniz/şakalarınız/bigotluğunuz sadece eleştiriye açık değil, aynı zamanda sonuçları da var. Her zaman olmuştur ve her zaman olacaktır.

Bu nedenle, artık durumun böyle olmadığını belirten bir notu kaçırmadıysam, “iptal kültürü” siyasi öcülerin Patrick Bateman’ı olmaya devam ediyor: bir iptal kültürü fikri var, ancak gerçek bir iptal kültürü yok. Bu çok basit, yok yok yok işte.


1. Yine de, eğer güvenliyse, onunla yüzleşin.

2. Hiç şüphe yok ki bazı sağcılar, bu konularda yapılan kapsamlı araştırma ve incelemelerin çok gerçek yasal, siyasi ve kültürel baskı ve şiddet modellerine işaret etmesine rağmen, bu terimlerin “anlamsız kelimeler” olduğunu söyleyecektir.

Bu platformda yapılan çeviriler tamamen bağışlarla finanse ediliyor. Burada okuduklarınız hoşunuza gidiyorsa eğer, sizi katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Nasıl destek verebileceğinize dair talimatları C4SS’yi Destekleyin sayfasında bulabilirsiniz:
https://c4ss.org/c4ssyi-destekleyin

Anarchy and Democracy
Fighting Fascism
Markets Not Capitalism
The Anatomy of Escape
Organization Theory