Beklendiği gibi, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun Washington DC’deki Kongrede verdiği konuşmaya verilen tepkiler Israil’de ve Amerika’da parti içerisinde bölünmelere neden oldu. Netanyahu’nun savaş propagandasına yatkın olanlar Iran’la nükleer anlaşmaya karşı reddedilemez, ikna edici öneri duydular. Netanyahu’nun “kurt bağaran oğlan” rutinine tanıdık olanlar ikna edilmediler. Konuşma sonrasında,Netanyahu’nun İsrail’de beklenen seçim numaraları değişmedi, ve Amerika Birleşik Devletlerinde, Washington’ın partizan muhafazakarlar ve basınlar “liderlik gıpta” iddea ettiler (Elisabeth Hasselbeck, R-Fox Haberler), ve konuşmayı sözde zayıf Başkana karşı araç olarak kullandılar.
Çogu aklı başında Amerikalılar Netanyahu’nun gelmesinden önce verdiği turun nesnelliğini bildiler: daha çok savaş. Onun için Amerikalılar, büyük ölçüde, tura karşı çıktılar ve Netanyahu’nun pozisyonunu açıklamasına ihtiyaçları yok –Amerikalılar farkındalar çünkü Netanyahu yıllarca aynı korkunç uyarıyı verdi. Amerikalıların Kongrede dağınık Netanyahu işçi arıları var: Netanyahu’nun katil ideolojiyi tutan Amerika merkezli Siyonistler. Bu ideoloji diplomasiyi son çareye koyuyor ve AIPAC’in (Washington’da faaliyet eden İsrailli savaş propaganda makinesi) şiddet uygulamasıyla finans ediliyor. İsrailli savaş çığırtkanların ne istediklerini bilmek için sadece işlerine bakmamız gerekli.
Savaşa girmeden önce daha fazla tartışma ve yeni bilgiler normalde memnuniyetle kabul ediliyor, fakat Netanyahu’nun maskaraları bize hiçbirini vermedi. Kongrede destekçileri İsrailli ve Amerikan devletlerinden sürdürülen savaşları devam etmek için onun adresini kullanırlar. Haklı olarak, İsrail’in dış politikası Amerika’nın uzantısı gibi sanılıyor. Çalıntı mükellef yağmalar yıllık Israil’i birkaç milyar dolarlarla destek ediyor. Küçük bir ülke için, İsrail ağırca silahlı, ve aynı zamanda, bütün Filistin-Arap nüfuslarını kilitleyebiliyor. Senden alınan Amerikan dış yardım bunu başarıyor.
Amerika devletinin İsrail’e sadık desteği ve Amerikan kamusunun bu desteğe karşı anlaşmazlığı arasında büyüyen çatışma en iyi Lysander Spooner’ın No Treason No.6 ’la açıklanır. Spooner Kongre hakkında diyorki, “Bu sözde insanların ajanları gerçekte hiçbirinin ajanı”. Eğer Kongre’nin üyeleri bizim ajanımız olarak hareket ediyor olsalardı, biz “iktidar sınırlarına emanet edilen eylemler için sorumlu olurduk”. Bileşenlerin Kongre’de “temsilcilerinin” eylemleri için yasal olarak sorumlu olmadıklarını bir çok şey söylüyor.
Amerika-İsrail “özel ilişkiye“ Spooner’ın analizesini uygulayınca, hükümetlerin savaş makinalar olduğunu, popülasyonlarından ayrı olduğunu, mali ve siyasi iktidar arayışına düşkün olduğunu ortaya çıkıyor. Bütün büyük bürokratik kurumlar, devletler veya şirketler olsa bile, kurumları sürdüren insanlar için yaşıyorlar. Eğer biz bunu daha kısa zamanında farkedersek, kayıplar numarasını daha iyi azaltmak için şansımız var.
Batu Caliskan bu çeviriden sorumludur.