Okumak üzere olduğunuz makale Dakota Hensley tarafından kaleme alınmış. 4 Eylül 2020 tarihinde “An Individualist Feminism” başlığı altında yayınlanmıştır.
İnternetin bazı taraflarında ortak bir fikir, bu “kırmızı haplanma” fikridir ve “kırmızı hapı” alırsanız yeni bir düşünme biçimine uyanırsınız. Trans kadınlar (Wachowskiler) tarafından türetilmiş bir terimin bu karanlık ve ironik benimsenişi, genellikle bir TERF ve anti-feminist olmayı içerir, (başka biri hoşlanmayacakları bir şey söylemediği sürece “ifade özgürlüğü”ne olan inancın radikal desteğine ya da ırkçı ırk gerçekçiliği inancını da içerebilir) Bunların hepsi mantıksız, ancak bu makale anti-feminizm ve bunun nasıl bireycilik ve özgürlüğün tam bir reddi olduğuna odaklanacak.
“Kırmızı hap” terimi, The Matrix’teki Neo gibi çağdaşlarınızın ötesinde yeni bilgiler edinmeyi ifade eder. Ancak, kırmızı haplanma hiç de böyle bir şey değildir. Çoğu zaman gerici bir düşüncedir ve insanı gerici bir zihniyete bürünmeye ve insanları ideolojik kabilelere ayırmaya zorlar. “Kırmızı hapçılar” genellikle özgürlük ve ifade özgürlüğünün kurbanları ve savunucuları olarak gösterilirken, eleştirmenleri, sanki duygular kötü bir şeymiş gibi her zaman duyguları incinmiş olan SJW’ler ve “libtardlar” dır. Kırmızı haplanma ile yeni bir bilgi edinilemez ve onu savunanlar ve feminizm karşıtlığı aydınlardan uzaktır ve hatta anti-entelektüel bile olabilirler.
Bireycilik, tüm bireylerin doğal haklarına izin verilmesini talep eder ve buna kendi emeklerinin meyvelerini alma hakkı da dahildir. Kadınlara bu hak, geleneksel cinsiyet rolleri ve şirket toplumunun doğuştan gelen cinsiyetçiliği nedeniyle (erkeklere de bu hak tanınmamıştır, ancak farklı nedenlerle) izin verilmemektedir. Kadınların emeğini müdahale olmaksızın serbest piyasanın belirlediği bir fiyattan satmalarına bile izin verilmiyor. Emeklerini erkek emsallerinin çok altında bir fiyata satmak zorundalar. Bu sorunlara liberal çözümü eleştirirken, bunların var olmadığı fikrini de eleştiriyorum.
Kanunda da doğuştan gelen bir cinsiyetçilik var. Kürtaj ve fahişeliğin yasadışılığı gibi örnekler verilebilir. Zenginliğin evrensel olması nedeniyle bireyci anarşist bir toplumda fuhuş ve kürtajın nadir olacağı ve böylece fuhuşa başvurma ya da tıbbi olmayan herhangi bir nedenle kürtaj ihtiyacını azaltacağı öne sürülebilir; ancak onları yasa dışı kılmak, kadınların özerk varlıklar olarak değil, düzeltilmesi gereken Devletin malı olarak görülmesi anlamına gelir. Hükümet müdahalesi, bireyciliğin ve özgürlüğün bastırılmasıdır ve özgürlüğü teşvik ettiğini iddia eden herhangi bir ideolojiyle bağdaşmaz.
Feminizm erkeklere nasıl yardımcı olur? Erkekler, duyguların bastırılmasını gerektiren geleneksel cinsiyet rolleri gibi toplumda kendi sorunlarıyla yüzleşirler. İronik olarak, kırmızı hapçılar feminizmin erkeklerden nefret ettiğini iddia edecek ama aynı zamanda erkeklere olan nefretlerini ve toksik erkekliğe desteklerini gösteren duyguları olduğu için insanlarla alay edecekler. Erkeklerin duygusal olmalarına izin verilmez ve olanlarla alay edilir.
Geleneksel cinsiyet rolleri, erkekleri yemek pişirmek veya temizlik yapmak gibi ev işlerinden caydırır. Erkekler, homofobik kırmızı hapçılar tarafından yine kötü bir şey olarak kabul edilen eşcinsel olarak kabul edilmemeleri için hetero cinsel ilişkide alt rolü(bottom) bile alamazlar. Siyah erkeklerin durumu daha da kötü ve diğer erkeklerin çok ötesinde sert ve erkeksi olmaları beklenir. Feminizm bununla ve bir önceki paragrafımda bahsettiğim sorunlarla mücadele ediyor.
Birçok erkek ve Blaire White ve Carl Benjamin gibi kırmızı hapçılar, feministlerin kadın üstünlüğü istediğine inanıyor. “Bireyci feminizm”in savunucuları olduklarını iddia eden Camille Paglia ve Christina Hoff Summers da (bu makalede bahsedilen bireyci feminizmle alakaları yok) “diğer kızlar gibi değiliz” diyebilmek uğruna kendi feminizmlerini diğerlerinden ayırmak için bu fikri destekliyor.
Gloria Steinem gibi feministleri, pornografi ve fuhuş karşıtı duruşları nedeniyle (ki bunu sex-negatif bir duruş ve kadınları bedenlerinden utandırmanın bir yolu olarak görüyorum) eleştirmiş olsam da tüm hareketin onun tarafından temsil edildiğini söyleyemem. Aynı şeyi kırmızı hapçılar ve bir anda feminist kesilen anti-feminist Laci Green ya da Shulamith Firestone gibi radikaller için de söylemem.
Bazı anti-feministler, feminizmin tüm rıza kurallarıyla iğfali yok ettiğine inanıyor. Rızayı tanımlamak basittir, “Seks yapmak istiyor musun?” ardından “Evet” gelir. Birçok feminist, BDSM ve femsubs gibişeyleri destekler. Nina Hartley ve Asa Akira gibi feminist porno yıldızları var. Annie Sprinkle gibi feminist striptizciler var. Feministler erkeklerden nefret etmezler veya her şeyin cinsiyetçi olduğunu düşünmezler. Anita Sarkeesian (şiddet içeren video oyunları konusunda aynı fikirde değilim ama çok fazla haksız eleştiri aldığını kabul edeceğim) gençken her şeyin cinsiyetçi veya ırkçı olduğunu düşündüğünü, ancak fazla bir şey bilmediğini ve genellikle iğrenç olduğunu fark ettiğini söyledi. . Bu, bir harekete yeni katılan herkes için yaygındır. Önce aşırı radikal aşama gelir, ardından yumuşama gelir.
Daha fazla ayrıntıya girebilirdim ama bütün gün burada kalmak zorunda olurduk ve bu şimdiden benim en uzun yazım oldu. Cevaplanmamış soruları cevaplamak için şunu söyleyeceğim: Feminizm eşitliği ön planda tutar. Kadın üstünlüğü değildir. Seksi ya da aşkı mahvetmek istemiyor. Kadınları erkeklerden üstün tutmak istemiyor. Eşitlik arar. Kadın üstünlükçüleri olarak düşündüğünüz feministler küçük bir azınlık. Kendi görüşlerini başkalarının görüşlerine tercih etmek ve azınlığın çoğunluğu temsil ettiğine inanmak kolektivizmdir. Ayn Rand da aynı nedenle ırkçılığa kolektivizm dedi ve ben anti-feminizmin de öyle olduğunu iddia ediyorum. Feminizm karşıtlığı mantıksızdır ve bireyciliğin reddidir. Bireyci feministler ve/veya erkekler olarak, görüşlerimizin temsil edildiğinden emin olmak için diğer feministlerle birlikte çalışmalı, bize ve bizim sorunlarımıza ve bahsedilen sorunların (ya da toplumu zehirleyen herhangi bir sorunun) çözümlerine karşılarmış gibi saldırmamalıyız.