Egoist Komüniteler

Okumak üzere olduğunuz makale Joseph Parampathu tarafından kaleme alınmıştır ve Bu makale C4SS Mutual Exchange Symposium on Anarchism and Egoism‘in bir parçasıdır. 9 Şubat 2022 tarihinde C4SS’de yayınlanmış.

Anarşizm ve egoizm epey uzun zamandır neredeyse tüm anarşist grupların peşindeki bir soruya takılmış durumda: kolektif örgütlenmenin faydalarını sağlarken bireysel özerkliğe saygı duyacak şekilde nasıl örgütleniriz? Örgütlenme işi genellikle şu sorunun sürekli olarak cevaplanmasıdır: bu örgütlenme bana ne kadar fayda sağlıyor ve neden bu örgütlenmeye destek vermeliyim? Bu gerilim, anarşist örgütlenmedeki birçok başarısızlığın temeli olarak gösterilmiştir; genellikle bir tür liderler, arkadaşlarının ideallerden ödün vermeye çok isteksiz olduğunu savunurken, egoistler de örgütün insanların ihtiyaçlarını karşılamadaki yetersizliğini kınamaktadır. Stirner bu egoist örgütlenme fikrini, egoistlerin örgütlenme ya da örgütlenmeme arzularına bağlı olarak bir araya gelmeyi ya da ayrılmayı seçtikleri “egoistler birliği” fikriyle ele almıştır.1 Başka bir deyişle, egoist için örgütlenme faydalı olduğu sürece değerlidir ve artık faydalı olmadığı anda örgütlenme egoisti artık ilgilendirmemelidir.

Karşılıklı yardımlaşma ve topluluk örgütlenmesi gibi tarihsel anarşist uygulamalar, güçlerini bu gerilimi uygun anarşist örgütlenmenin gerekli bir özelliği olarak ele almakta bulurlar. Örgütün, üyelerinin ihtiyaçlarına ya da iradelerine rağmen kendini sürdürme arzusu ile üyelerin kolektif maddi çıkarları pahasına da olsa kendi özerkliklerini koruma arzuları arasındaki bu gerilim, Bakunin ve Marx’ın takipçilerinin durmaksızın tartıştığı ve Bakunin’in Uluslararası İşçi Birliği’nin beşinci kongresinden atılmasıyla sonuçlanan gerilimle aynıdır. Anarşist örgütlenme bu bölünmeyi ciddiye almalıdır çünkü anarşistler ile ortodoks Marksist sosyalizm arasındaki gerilimin altında yatan felsefi anlaşmazlık budur.

Bir örgüt artık anarşist olmayan ya da üyelerinin kendisiyle özgürce ilişki kurma özgürlüğünü tehdit eden biçimlerde ortaya çıkabilir. Örgütlerin, üyelerinin arzularından ayrı ya da tamamen boşanmış kendi yapısal arzularını ortaya koyma eğilimi, anarşistlerin mücadele ettiği devlet ya da şirket biçimi gibi biçimlere dönüşmesinin başlangıcıdır. Üyelerini, bu üyelerin örgütle ilişkilenmekten net bir kayıp yaşadıkları noktanın ötesinde kendi iradesine tabi kılan, ancak yine de üyeliklerini varlığını sürdürmek için bir kaldıraç olarak kullanmaya devam eden örgüt, herhangi bir anarşistin ölçüsüne göre, artık üyelerinin ihtiyaçlarına hizmet etmiyordur. Bir örgütün özgür bir birliktelikten devlet biçimine ya da şirkete dönüşme potansiyeli, tüm anarşistlerin bu sürece direnmesini ve bu tür örgütlerin feshedilmesi için mücadele etmesini gerektirir.

Eğer egoistler ve anarşistler örgütlenmedeki bu başarısızlık potansiyelini fark ederlerse, düzgün anarşist örgütler kurmaya nasıl devam ederler? Anarşist karşılıklı yardımlaşma ve topluluk örgütleme projeleri güçlerini, örgütün varlığı pahasına bile olsa, örgütün bireye hizmet edebileceği araçları keşfetmekte bulur. Anarşist örgütlerin hayatta kalmadaki başarısızlığı, örgütün kendi başarısızlığı değil, anarşist anlamda, üyelerin arzularının geçici doğasının bir kanıtıdır. Üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için değişmeyen ya da artık mevcut üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamadığında dağılmayan bir örgütü hesaplamak, “geçici” bir ömür boyu Politbüro’ya doğru tehlikeli bir yola girmektir. Anarşist örgütlerin doğal ömrünü kabul etmek, karşılıklı yardımlaşma ve topluluk örgütlenmesini, kendi çıkarları için örgütlere hizmet etmek yerine topluluklara hizmet etmenin bir aracı olarak kullanmak isteyen anarşist örgütçüler için gerekli bir gerçektir. Halkları örgütlemenin kolektif ihtiyaçları içindeki bu doğum, ölüm ve yeniden doğuş döngüsü ile Schumpeter’in Marx’ın çalışmalarından genişlettiği “yaratıcı yıkım” arasında açık paralellikler vardır. 2

Pratikte anarşist örgütlenme, protestolara, işçi eylemlerine ve her türlü grup karar alma sürecine katıldıklarında anarşistler (kendini tanımlayan veya başka türlü) arasındaki etkileşim biçimlerinde ortaya çıkar. Anarşist örgütlenmenin kendisi ile bireysel anarşist aktörlerin çeşitli arzuları arasındaki altta yatan gerilimleri anlamak, bu örgütlerin grup dinamiklerini yönlendirmek için gereklidir. Hiçbir anarşistin haklı olarak desteklemeyeceği kadar anti-anarşist olan bazı grup eylemleri ve hiçbir grubun grup adına izin vermeyi haklı çıkaramayacağı bireysel bir anarşistin bazı kararları olsa da, teoride anarşinin siyahı ve beyazı ile pratikte örgütlenme arasında çeşitli yarı gölge alanları vardır. Bu gri alanlarda teorinin pratiğe dönüştüğü ve bireyin anarşisinin grubun anarşisiyle buluştuğu söylenebilir. Bu gri alanları keşfettiğimizde, anarşist olmayan yöntemlerin sınırlarını ve bir soruna anarşist çözümler aramanın (bireylere ve gruplara) faydalarını buluruz, aksi takdirde grubun anarşistlerini grupla olan bağlarından koparabiliriz.

Son on yılda yaşanan küresel mali krizi takip eden yıllarda Wall Street’i İşgal Et hareketi New York’un finans bölgesindeki Wall Street’in dışında yer alan Zuccotti Park’ı fiziksel olarak işgal etmeye çalıştı. Polisin protestoculara karşı birkaç ay süren şiddetli müdahalesinin ardından, protestocular sonunda Zuccotti Park’taki fiziksel alandan çıkarıldılar ve daha sonraki noktalarda daha küçük fiziksel alanları hedeflemeye çalışarak çoğunlukla çevrimiçi alanlar aracılığıyla örgütlenmeye devam ettiler. İlk protesto sürerken, hem eylem halindeki anarşist pratikler için faydalı bir test hem de bireylerin grup eylemlerini etkilemek için kendi güçlerini öğrenmeleri için bir fırsat oldu. Merkezi otoritelerin olmadığı ve alanın ve üyelerinin varlığını sağlamaktan başka bir şey yapma beklentisinden kurtulmuş bir alanda, protesto kısa bir süre için başarılı oldu. Bireyler, toplandıkları medya tarafından düzenlenen çevrimiçi alanlara girmeye zorlandıktan sonra, kesinlikle farklı bir alan buldular. Özgürleştirdikleri için özgür olan bir alandan, verilerini reklamcılara sattığı için “özgür” olan bir alana geçtiklerinde, konsensüsle karar alma ve bireysel üyelerin kendi çalışma ekiplerini oluşturmaları için serbest form esnekliği ortadan kalktı. Bunun yerine, merkezi bir dijital alana geçiş, üyelerin hareketle ilişkisini, hiyerarşilerin bireylerin ve kurumun ihtiyaç duyduğu geçici biçimlerde var olduğu ve her ikisinin de artık ihtiyaç duymadığı durumlarda ortadan kalktığı işlevsel bir hiyerarşiden, yapının yukarıda kurumun, aşağıda da bireylerin kurumsal ihtiyaçlara hizmet ettiği kurumsal hiyerarşiyi temsil ettiği anatomik bir hiyerarşiye dönüştürdü. 3

Bu tanımı, hem bir bütün olarak hareket destekçileri ve (çeşitli üyeleri tarafından temsil edilen) örgüt arasındaki mevcut işlevsel hiyerarşiyi hem de çevrimiçi dijital örgütlenme alanı aracılığıyla etkileşime giren üyelerden oluşan bir alt grubu ve bu üyelerin bir hiyerarşi anatomisi içinde (daha büyük işlevsel hiyerarşi içinde var olan) etkileşim olarak temsil ettikleri hareket fraksiyonunu kapsayacak şekilde genişletebiliriz. Dolayısıyla, daha büyük hareket yatay yapısını korusa bile, bir anatomik hiyerarşi cebi oluşabilir ve daha büyük hareketin hakimiyetsizliğinin bütünlüğünü tehdit edebilir. Bu cep içerisinde hiyerarşik yapıların ortaya çıkmasıyla daha büyük hareketin zarar görüp görmediğine bakılmaksızın, bu alt grup içerisindeki anarşist üyeler daha sonraki özerklik eksikliğini boğucu bulacak ve haklı olarak ayrışacaklardır.

Egoistler karĢılıklı yardımlaĢma ya da topluluk örgütlenmesi içinde ve bunlar aracılığıyla örgütlenmeye çalıĢırken, herhangi bir egoistin herhangi bir durum karĢısında sorması gereken soruları sormaları yeterlidir. Karşılıklı yardım eylemi kişinin maddi ya da sınıfsal çıkarlarına uygunsa ya da başka bir şekilde faydalıysa, o zaman bir egoist rasyonel olarak katılacaktır. Bir egoist, örgütlenmeyi diğer egoistlere hitap edecek şekilde formüle etmeye çalıştığında, aynı soru kendi düşüncelerine de rehberlik etmelidir. Anarşistler örgütleri, üyelerinin ya da hizmet etmek için var oldukları topluluğun ihtiyaçlarına hizmet etmeleri gerektiği temel anlayışıyla oluştururlar. Bu örgütsel egoizm, örgütlenmenin düzgün bir anarşist formülasyonu için gereklidir ve örgüte, her egoistin kendisine sorduğuna benzer bir soru sorar. Örgüt mevcut anlamıyla mevcut topluluğumuzun ihtiyaçlarını karşılıyor mu? Eğer durum böyle değilse, örgüt ya değiştirilmeli ya da dağıtılmalıdır. Bu soruya olumlu yanıt verememesine rağmen varlığını sürdürmeye çalışan kuruluş, kendi belirttiği amacı karşılayamamasına rağmen kendi iyiliği için devam ettiğini anlamalıdır. “Devlet” yapısını simgeleyen bir zombi örgüt haline gelmiştir. Yani, toplumunun ihtiyaçlarını karşılayamamasına rağmen, gereksiz bir şekilde varlığını sürdürerek onları rahatsız etmeye devam etmektedir. Bu örgütle karşı karşıya kalan egoist bir anarşist, haklı olarak onu sona erdirmek ve üyelerini bu boyunduruktan kurtarmak için çalışacaktır ya da başka bir şekilde, basitçe kendilerini ondan uzaklaştıracaktır.

Egoist bir örgüt, eğer bu terminolojiyi kullanacaksa, üyelerine karşı varlığının devamının her birinin çıkarına olmasını sağlamakla ya da bu üyeler örgütten ayrılmayı seçtiklerinde tarafsız kalmakla yükümlüdür. Örgütün ve bireyin çıkarlarının zaman içinde ve değişen koşullarla birlikte evrilmesi kesinlikle muhtemel olsa da, egoist ve egoist bir örgüt, karşılıklı ihtiyaçları karşılamak için bir araya geldikleri ve bu ihtiyaçlar artık uygun şekilde karşılanmadığında ayrıldıkları konusunda ortak bir anlayışa sahip olmalıdır. Malatesta’nın seçim politikaları yoluyla devletin şiddetini kabul etmenin tehlikeleri ve bu tür sistemlerin ayrıcalıklı sınıflara karşı çalışamayacağı konusunda uyarıda bulunması bu fikrin devamı niteliğindedir. 4 İktidar, iktidarsızlık yaratmak için kullanılamaz, çünkü iktidar kullanıldığında iktidarsızlığın varlığını yadsır. Anarşi, iktidarın anarşistler tarafından ele geçirildiği yerde değil, iktidarın silindiği yerde var olur.

Egoistlerin birlikleri olarak örgütlendiğimizde ve karşılıklı yardım sağlamak için çalıştığımızda, diğer egoistlerin şikâyetlerine kulak vermenin faydalarını göz önünde bulundurmalıyız. Eğer örgüt, itaatkârlık konusundaki çirkin bir ısrar ya da başka bir nedenden dolayı bireysel üyeleri yabancılaştırma tehlikesiyle karşı karşıyaysa, o zaman örgüt haklı olarak eylemlerini ve bunların sonuçlarını düşünmelidir. Örgütçüler ve “parti liderleri” bu insanları uzlaşmaya ya da “pratik” olmaya isteksiz olmakla suçlarken, anarşist örgütün bu şikayetlerin her birini dikkate almaya istekli olmasında bulabileceği bir esneklik vardır.

Courtney Morris, FBI muhbiri Brandon Darby’nin yaygın kadın düşmanlığı ve diğer üyelere yönelik yabancılaştırıcı saldırganlığını ele alırken, bilinçli bir güvenlik kültürü için kendimizi ve birlikte çalıştığımız örgütleri sürekli olarak incelemenin ne kadar gerekli olduğuna işaret ediyor. 5 Anarşist bir örgütün kendini düzgün bir şekilde koruyabilmesi için, her şeyden önce üyelerini desteklemeye odaklanması gerekir. Üyelerin perspektiflerini bir kenara iten birlik çağrıları, ne kadar azınlıkta olursa olsun, anarşizmi örgütten uzaklaştırma riski taşır ve geride kurtarılmaya değer hiçbir şey bırakmaz.

Bir örgüt içindeki çatışma, örgütün gelecekteki çatışmalar için stres testine tabi tutulmasını ve bireysel üyelerine ve hizmet topluluklarına hizmet sunmaya odaklanmayı sürdürürken dış baskılara karşı dirençli olmasını sağlar. Sağlıklı çatışmanın faydalarını örgütsel yapısını çözmenin bir yolu olarak anlayan ve üyelere ve hizmet topluluklarına örgütsel karar alma konusunda geri bildirim sağlamaları için açık bir forum sağlayan anarşist örgüt, bu çatışmada başka türlü sahip olamayacağı bir güç bulur. Anarşist örgütler, büyümeyi kolaylaştırmanın ve bireysel arzular ile örgütsel seçimler arasındaki gerilimlerden doğan soruları merkeze almanın bir aracı olarak örgütlenmelerine çatışmayı dahil ederek, gerektiğinde değişime uyum sağlamaya hazır olmalarını sağlayan bir esneklik inşa ederler. Bu uyum sağlamaya hazır olma hali, bir örgütün amacını gözden kaçırmasına ve hizmet topluluğunun ya da üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamadan varlığını sürdürmesine yol açabilecek kireçlenmeden kaçınmak için gereklidir.

Doğrudan eylem hareketleri, yaratmayı umdukları geleceğe dayanarak mevcut önerilen eylemlere yaklaşımlarını önceden şekillendirdikleri için “prefiguratif” olarak kabul edilir. Yatay olarak örgütlenerek, üyelerin istedikleri zaman bir araya gelmelerine ya da ayrılmalarına izin vererek ve anatomik hiyerarşileri reddederek, doğrudan eylemler kullandıkları araçlarla anarşist amaçları önceden şekillendirebilir.  Olumlu feminist, türcülük karşıtı ve sınıfçılık karşıtı bir güvenlik kültürü kullanan anarşist örgütler, önerdikleri gelecekler için çalışma kanıtı sağlarken kendilerini devlet sızmalarından korurlar. Bakunin’in meslektaşı James Guillaume, önceden biçimlendirmeyi anarşist taktiklerin Marksizm’e göre temel gelişimi olarak görmüştür. 6 Egoistler, amaçların araçlarda önceden şekillenmesini anlayarak, artık anarşist olmayan bir örgütte yer alırlarsa, o örgütün eylemlerinin nihai sonucunun da anarşist olmayacağını bilirler. Anarşist örgütler, örgütsel hedefler ile bireysel arzular arasındaki bu gerilimle sürekli mücadele etmek zorundadır. Bu gerilimi anarşist örgütlenmenin gerekli bir işlevi olarak ele alma isteği, hiyerarşinin tamamen kireçlenmiş anatomisini anarşist örgütlenmeden ayırabilir. Bu gerilimin nasıl çözüldüğü, örgüt üyelerinin bir örgüt aracılığıyla hareket eden bireyler olarak özerkliklerini koruyup korumadıklarının ya da örgütün iradesinin araçları haline gelip gelmediklerinin testi haline gelir.

Büyük Buhran’ın getirdiği yoksullukla radikalleşen Ella Baker, toplulukları kendi kaynaklarını ortaklaşa ve kendi yararlarına kullanmaları için güçlendirmeye çalıştı. Siyah güneylileri, kendilerini ve birbirlerini savunmak için örgütlenerek kendilerini korumaya teşvik eden sivil haklar hareketi, uzlaşmayla karar almayı temelinde tuttu ve ortak hareket eden bireysel grupların kendilerini güçlendirirken birbirlerini de güçlendirdiği bilgisiyle yakınlık grupları etrafında örgütlendi. 7,8 Bireysel gruplar, diğer grupların eylemlerinin kötü sonuçlanması halinde sorumluluktan veya suçlamadan korunurken, onlarla dayanışma içinde destek sağlamaya da hazırdı.  Birlikte çalışan çeşitli anarşizmlerin rizomatik yapısında, anarşi için çalışmanın kökenlerini ve kapsayıcı stratejilerini belirlemek hem önemsiz hem de gereksiz bir yüktür. Bir aile olarak anarşizmler, kökenlerin düzgün bir şekilde bölünemediği ve sorumluluğun çeşitli taktikler ve aktörler arasında paylaşıldığı bu ortamda güç bulur.

Bakunin ve Marx’ın takipçileri arasındaki farklılıkların Enternasyonal’in fraksiyonlar arası bir örgüt olarak kalması için çok büyük olması muhtemeldir. Aynı şekilde, örgütsel hakimiyet uğruna bireysel üyelerinin perspektiflerini dışlama ya da buldozerle ezme aşırılığına giden örgütler de kendilerini egoist üyelerini yabancılaştırmaya devam ederken bulacaklardır. Bu örgütlerle birlik içinde olan bir egoist, artık kendisine uymadığı takdirde örgütten ayrılmakta haklı olacaktır. Karşılıklı yardımlaşma ve topluluk örgütlenmesinde anarşist bir duruş sergilemeyi amaçlayan bir örgüt, haklı olarak bunu yapmanın belirtilen amacına ulaşmasına izin verip vermeyeceğini düşünmelidir. Birlik arayışı içinde üyelerinin görüşlerini bir kenara atan bir örgüt, kendisini sadece izolasyon yoluyla birleşmiş bulabilir. Üyelerini örgütsel arzuları doğrultusunda pratik fedakarlıklar yapmaları konusunda uyaran örgütleri, kendi tavsiyelerine uymaları ve egoistlerle karşılıklı fayda sağlayan birlikteliklerini sürdürmek için örgütsel fedakarlıklar yapmaları konusunda uyarıyorum.

————

[1] Stirner, M. (1995). Stirner: the ego and its own. Cambridge University Press.

[2] Joseph, A. (1942). Schumpeter, Capitalism, socialism, and democracy. Nueva York.

[3] Swann, T., & Husted, E. (2017). Undermining anarchy: Facebook’s influence on anarchist principles of organization in Occupy Wall Street. The Information Society, 33(4), 192-204.

[4] Malatesta, E. (1926). Neither Democrats, nor Dictators: Anarchists. Pensiero e Volontà.

[5] Morris, C. D. (2018). Why Misogynists Make Great Informants How Gender Violence on the Left Enables State Violence in Radical Movements. In J. Hoffman & D. Yudacufksi (Eds.), Feminisms In Motion Voices for Justice, Liberation, and Transformation (pp. 43–54). Chico, CA: AK Press.

[6] Franks, B. (2003). Direct action ethic. Anarchist Studies, (1), 13-41.

[7] Crass, C. (2001). Looking to the light of freedom: Lessons from the Civil Rights Movement and thoughts on anarchist organizing. Collective liberation on my mind, 43-61.

[8] Mueller, C. (2004). Ella Baker and the origins of “participatory democracy”. The black studies reader, 1926-1986.

Bu platformda yapılan çeviriler tamamen bağışlarla finanse ediliyor. Burada okuduklarınız hoşunuza gidiyorsa eğer, sizi katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Nasıl destek verebileceğinize dair talimatları C4SS’yi Destekleyin sayfasında bulabilirsiniz:
https://c4ss.org/c4ssyi-destekleyin

Anarchy and Democracy
Fighting Fascism
Markets Not Capitalism
The Anatomy of Escape
Organization Theory