Tercüme eden/Translated by: Canberk Aygün
Chelsea Manning, Ocak 2010’da dünyayı değiştirmeye başladı ve asla durmadı. ABD ordusunda bir er olarak, hizmet etmek için kaydolduğu kurumun kötülüğünü, yozlaşmasını ve suçluluğunu gördü. Bunu görmezden gelip hiçbir şey yapmamak onu mahvederdi ve bu yüzden bunu ortaya çıkarmak için yapması gerektiğini düşündüğü şeyleri yaptı. O zamanlar az tanınan yayıncı Wikileaks aracılığıyla bu çok önemli bilgileri, herkesin görmesi ve değerlendirmesi için dünyaya yayımladı. Ancak bu, yayınladığı şeyin dar bir görüşü olur, çünkü şüphesiz onun bu konudaki kararı aynı zamanda, bilgi özgürlüğü ve onun gibi bilgi sızdıran kişilerin haklarına yönelik bir aktivizm dalgası yaydı. Bugünkü siyasi manzaramızın böyle tek bir kişinin seçimi, -bu asil ve iradeli davranış- olmadan nasıl görüneceğini hayal etmek çok zor.
Bu nedenle Birleşik Devletler ordusunun onu atabileceği, onun hayatının ve eylemlerinin gücünü tamamen kilitleyebilecek hiçbir hücre hapsi mevcut değildi. Parmaklıklar eti içeride tutar ve çelik vücudumuza nüfuz edebilir, ancak bunlar herhangi bir bireyin kasıtlı iyiliğini durdurmak için etkisizdir. Bu asil davranış şu anda dünyada biliniyor ve Chelsea’nin durumunda, yaptığı şey dünyadaki her yerde: küresel uygarlığımızın köküne erişebiliyor ve onu etkiliyor.
Onun bilgi sızdırması ve sonrasında tutuklanma, yargılanma ve hapsedilmesi olaylarını David ve Goliath hikayesi olarak nitelendirenler var. Onun acımasızca suçlu bulunması ve dünyadaki en güçlü hükümetin kendisine yaşattığı zalimce vahşet düşünüldüğünde, bu anlaşılabilir nitelikte. Fakat bu kadını asla küçük düşünmeyelim. O, herhangi bir hapishane veya askeri filodan çok daha büyük. Bu tür kurumların bakımı, dünyanın en güçlü ulusunu daha da derin bir borca itiyor. Bu, amacını anlamadıkları kuruluşlarda çalışan ve küçük hayatları olan küçük insanlar tarafından yapılan eylemlerin bir sonucu. İşte bu minik dişliler ve ölüm araçlarının arasından sadece doğru olanı yapmakla tek bir kişi yükseldi.
Korku anlaşılabilir bir şey. Hepimiz hayatımızı onun etrafında organize ediyoruz ve hükümetlerin kaosa olan korkumuz sonucu doğduğundan şüphe yok. Kendimizi küçültüp anlaşılmaz yapı ve amacı olan sistemlere boyun eğiyoruz. Chelsea sinmedi. O, fark edildiği ve gizli kalması gerekeni açığa çıkardığı zaman olacaklardan korkmadı. Korkudan dolayı da kilitli kalmıştı, fakat özgürlük ve şeffaflık konusundaki sürekli savunuculuğu her zamankinden daha büyük bir kararlılıkla devam etti. Şimdi, kafesinin dışındaki dünyaya, onun etkilediği ve hapsedilmeyi veya altında ezilmeyi reddettiği dünyaya, ilk adımlarını attığı zaman dünyadaki tüm aşağılık zorbaların bu iyi ve gururlu birey ve onun etkilediği herkes karşısında korkmak için her zamankinden çok sebebi var.